tedrisatı ahlakiye M4y64i10
tedrisatı ahlakiye M4y64i10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Cocuklar Duymasın ! xD Den Gelen Arklarımızın Üye Olmaları Önemle Rica OlunuR..

 

 tedrisatı ahlakiye

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
lossevil
Admin
Admin
lossevil


Takımlar : tedrisatı ahlakiye 3cfc6cbe9b5f994873e98f5d8805462f
Ruh hali : tedrisatı ahlakiye Cesur10
Mesaj Sayısı : 817
Yaş : 29
Nerden : istanbul/beyoglu/kasımpaşa
Points : 50016070
Kayıt tarihi : 14/02/09

tedrisatı ahlakiye Empty
MesajKonu: tedrisatı ahlakiye   tedrisatı ahlakiye Icon_minitimeCuma Mart 06, 2009 7:26 pm

1. Yalan söylememek


İslam dininde en büyük ve çirkin günah, yalancı olmak ve yalan
söylemektir. İslâmiyet, iki durumun dışında yalanı şiddetle
reddetmiştir. Çün­­ kü yalan, her kötülüğün kaynağıdır. Ayrıca kişiyi
ve toplumu alçaltan en çirkin bir niceliktir.

Yalan, ahlâksızlığa sebep olur. Kişiyi çirkin ve dolayısıyla toplumu, öncelikle kişiliğinden uzaklaştırır, alçaltır.

Kişiyi ve toplumu sahtekâr eder.

Sahtekâr bir toplum ise dünyada iken ölmüş, varlığını yitirmiş
demektir. En kötüsü de yalanı ihtiyat (alışkanlık) haline getirmektedir.

“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”. Bir insanın adı bir kere
yalancıya çıkarsa, artık ona hiç kimse inanmaz onu sevmez. Doğru
sözünden de şüphe edilir. Kimsenin ona itimadı kalmaz. Dolayısıyla o
kişi, toplum dışı kalır. Hiçbir yerde saygı ve sevgi görmez.

Tanrı Kur’an’da;

“Lime tekulune mâlâ tef’alun – Yapmadığınızı söylemeyin”.(Saf-2).



buyurmak suretiyle yalan söz söylemeyi kesin olarak men (yasak) etmiştir.

Demek ki Tanrı, insanın yapmadığını söylemesini; yani olmamış bir şeyi olmuş gibi göstermeyi reddetmektedir.

Yalan bütün kötülüklerin kaynağıdır. İslâmiyet, yalancılıkla bağ- daşmaz. Tanrı,

“Ülâikehümüssadikûn – Doğrular onlardır.” (Hucurat-15)

Buyurmaktadır.

Yalana, iki durumda müsâde edilmiştir. Birincisi Harp’te. Bir de aile
arasında-yuvanın bozulmaması için müsâde edilmiştir. Basit yalanlar
vardır. Bir de kasıtlı ve menfaat için veya korkudan dolayı yalanlar
vardır. Kasıtlı ve menfaat (çıkar) icabı söylenen yalanların affı
yoktur. Hele yalancı şahitlik doğrudan doğruya mel’unluktur. Tanrı ona,
lanet eder. (1)

Yalan yere yemin etmek, çok tehlikelidir. Tanrı’nın gazabını üstüne
çeker. En büyük yemin “Vallah” demektir. Çünkü Vallah, “Tanrı adına
yemin ederim” demektir.

Bir de kur’an’da Tanrı kâziplere (yalanlayalanlara) lânet etmiştir Bu, yalan söz söyleyenlere ait değildir.

Tanrı’nın lânet ettiği yalancı kimseler; Peygamberleri, Tanrı’nın
Dinini, Vahyi (Tanrı sözünü), Kutsal Kitapları yalanlayanlara aittir.
Yani “Din yalan, Peygamberler yalan söylemektedirler; Tanrı’dan
kendilerine Vahiy-Melek gelmemektedir” Diyen, Hak’kı (gerçeği) yalan
sayanlardır.

“Fema yükezzibüke ba’dü biddin – Din geldikten sonra, Seni ya Muhammed! Seni nasıl yalanlayabilirler?!...” (Tin-7).

Âyeti ile de Tanrı’nın lânet ettiği kâzipler yalan söz söyleyenler değil; Dini yalanlayanlar olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

------------------------------------------------------------------------------------

(1)Bkz. Kur’an-ı Kerim:Furkan-72,Bakara-283,Nisa-135,Maide-8






2-3-Nefisle Mücadele



Tanrı ve Elçisi (a.s.v.) nefisle mücadeleyi emretmiştir.

“Vema öberriö nefsi innennefse leemmaretün bissui – Nefsinizi
kötülüklerden uzak bilmeyin.Muhakkak nefis kötülükleri
emredicidir”.(Yusuf –53)

Âyeti ile nefsin, kötü şey olduğunu açıklamaktadır.

Nefis, Tanrı tarafından insana verilmiş; bütün hayvansal duyguların
toplandığı Mânevi ve süfli bir mahluktur.İnsanın sol iki kaburga kemiği
arasında durur.Kızgın ve siyah bir duman gibidir.Vahşi hayvanlardan
kurtla temsil edilir. Haram-Helal tanımayan, daha ziyade zayıflar
üzerine saldıran; aynı zamanda korkak ve hain olan kaba kuvveti temsil
eder.

Tanrı, Kur’an’ın birçok Âyetlerinde nefisle mücadeleyi emreder:

“vecahidu biemvaliküm veenfüsiküm – Nefislerinizle ve mallarınızla mücadele edin!” (Tevbe-41)

“Vemen cahede feinnema yücahidu linefsihi – Cihad etmek isteyen nefsi ile cihad etsin (savaşsın)!”( Ankebut- 6) (2)

buyurmaktadır.

Yunus Emre, nefis için; “Bin başlı bir canavar,/ Her başta bin

ağzı var,/ Her lokması Âdem’dir!..Mısraları ile nefsin ne kadar zalim ve kuvvetli olduğunu anlatmak istemiştir.

Nefsini kıran, ona uymayan; sonunda Mevlâ’sına kavuşur! İç Âlem’de “Nefis kurdu” ile “İbadet koçu” sürekli dövüşürler!..

Kuvvetli ibadet yapan insanın Ruhu, kuvvetli bir koyun-koç şeklinde
nefis kurduna karşı direnir. Ve kurdu yere yıkar. Hatta öldürür. Çünkü
çok kuvvetli bir koç olur.Boynuzları büyür. Nefis kurduna vurunca onu
parçalar.

Ayrıca iç Âlem’de “Nefis oğlanı” ve “Zikir oğlanı” denilen güç
vardır.Nefisle zikir oğlanı dövüşür. Zikir oğlanı, nefis oğlanını yere
vurur.Nefis oğlanı küçülür, çocuk gibi olur.

Salik (Tanrı yolcusu), zikre biraz ara verdiğinde; birden tekrar nefis
oğlanı canlanır! Eski durumuna geçer. Yine saldırmaya başlar...

Tanrı yolcusu, zikrullah ile neticede nefsi mağlup eder!..Bu mücadele devam eder...

Sonuçta Tecelli-i İlâhiye’ye mazhar olur!..

“Ölmeden evvel ölmek” budur!..(3)

(2) Veya “Kim savaşırsa ancak kendi faydası için savaşır”.

(3) Yüce Peygamberimiz (s.a.v.) buyurur:

“Ölmeden evvel ölünüz”.(Acluni, keşfü’l hafa C.2,S.402,Beyrut-1932)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kralmekan.forumdizini.com
 
tedrisatı ahlakiye
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: DiNi-
Buraya geçin: