tavavufun dagusu M4y64i10
tavavufun dagusu M4y64i10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Cocuklar Duymasın ! xD Den Gelen Arklarımızın Üye Olmaları Önemle Rica OlunuR..

 

 tavavufun dagusu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
lossevil
Admin
Admin
lossevil


Takımlar : tavavufun dagusu 3cfc6cbe9b5f994873e98f5d8805462f
Ruh hali : tavavufun dagusu Cesur10
Mesaj Sayısı : 817
Yaş : 29
Nerden : istanbul/beyoglu/kasımpaşa
Points : 50016070
Kayıt tarihi : 14/02/09

tavavufun dagusu Empty
MesajKonu: tavavufun dagusu   tavavufun dagusu Icon_minitimeCuma Mart 06, 2009 7:28 pm

humbs up tasavvufun dogusu

"Rûhumdan (kudretimden bir sır) üfledim"1 buyurarak, kendi katından bir
cevheri ikram etmekle, ona kıymetlerin en yücesini lutfetmiştir. Buna
mukabil olarak da onun, Zât-ı Ulûhiyyet'ine muhabbet sûretiyle kullukta
bulunmasını, neticesinde de mârifetten nasîb alarak, vuslata ermesini
murâd etmiştir.
Hak Teâlâ, kullarını hidâyete ulaştırmak için, insana birtakım üstün
vasıflar lutfetmiştir. Buna ilaveten bir de, aralarından müstesna
yaratılışlı, vahye mazhar olmuş bazı kullarını peygamber olarak
vazifelendirmek sûretiyle onlara ihsanda bulunmuştur. Peygamberlerin
olmadığı zamanlarda ise, verese-i enbiyâ olan sâlih kullarıyla bu
lutfunu devâm ettirmiştir.
Rabbin insanlığa müstesna bir yardımını ifâde eden peygamber gönderme
keyfiyeti, bütün insanlığı şümûlüne alabilmesi için Hazret-i Âdem
-aleyhisselâm- ile başlamıştır. Hazret-i Âdem, hem ilk insan ve hem de
ilk peygamberdir.
Bu mübârek hidâyet yolu, ilâhî kudret akışları içinde bir nûr şerâresi
hâlinde müteselsilen gelen yüz yirmi bin küsur peygamberle te'yîd ve
takviye edile edile, insanlığın kaydettiği terakkîye muvâzî bir tekâmül
kazanmıştır. Devrin husûsiyetlerine ve muhâtapların seviyelerine uygun
bir teblîgatla devâm edip giden bu silsile, nihâyet son peygamber
Hazret-i Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'de kemâline erişip
âzamî zirveye ulaşmıştır.
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, nûruyla Hazret-i
Âdem'den önce, cismâniyetiyle bütün peygamberlerden sonra zuhur
etmekle, nübüvvet takviminin ilk ve son yaprağı olmuştur. Yâni risâlet
takvimi, varlığın ilki olan Nûr-i Muhammedî ile başlamış, son yaprağı
da "Cismâniyet-i Muhammedî" ile nihâyet bulmuştur. Dolayısıyla O, zaman
itibariyle son, yaradılış itibariyle ilk peygamberdir.
Bütün mevcudâtın varlık sâikı, nûr-i Muhammedî olduğundan , Cenâb-ı Hak
Hazret-i Peygamber'i "Habîbim" hitabına mazhar olacak bir liyâkatte
yaşatmıştır. Rabbimiz, O'nun müstesna ve mûtenâ hayatını zâhiren ve
bâtınen en güzel bir şekilde terbiye ederek, bütün insanlığa bir
armağan olarak lutfetmiştir.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in sîreti ve mübarek
şahsiyeti, sırf insan idrâkine sığabilen tezahürleri ile dahî, beşerî
davranışlar manzûmesinin en ulaşılmaz zirvesini teşkil eder. Zîrâ Allâh
-celle celâlühû- O mübarek varlığı, bütün insanlığa bir "Üsve-i Hasene"
yâni en mükemmel bir ahlâk numûnesi kılmıştır. Bundan dolayıdır ki,
O'nu insan topluluğu içinde acziyet bakımından en altta bulunan "yetim
çocukluk"tan başlatarak, hayatın bütün kademelerinden geçirip, kudret
ve salâhiyet bakımından en üst noktaya, yâni devlet reisliği ve
peygamberliğe kadar yükseltmiştir. Tâ ki beşeriyet kademelerinin
herhangi bir yerinde bulunan herkes, O'ndan kendileri için en mükemmel
fiilî davranışları örnek alıp, kendi iktidar ve istîdâdı nisbetinde
bunları gerçekleştirmeye meyledebilsin.
Esâsen Cenâb-ı Hak, O'nun, bi'setinden (peygamber olarak
gönderilişinden) itibaren dünyânın sonuna kadar gelecek bütün insanlara
bir örnek teşkil ettiğini beyân buyurmaktadır:
"Andolsun ki, sizin için; Allâh'a ve âhiret gününe kavuşacağını uman ve
Allâh'ı çok zikreden (mümin)'ler için Rasûlullâh'ta en mükemmel bir
örnek (üsve-i hasene) vardır." (el-Ahzâb, 21)
Bu demektir ki bütün insanlık, îmânî ve ahlâkî -daha umûmî bir tâbirle-
tasavvufî davranış mükemmelliğine ulaşabilmek için o mübârek varlığın
hayat ve faâliyetlerini lâyıkıyla öğrenmek mecbûriyetindedir.
Öğrendiklerini kendi istîdâdı nisbetinde taklîde yönelmeli ve zamanla
tahkîke ulaşmayı hedeflemelidir. Bu ise, O'na duyulan muhabbet ve O'nun
rûhâniyetine bürünebilme nisbetinde gerçekleşir. O'nunla duygulanıp
feyz-yâb olmada sayısız rûhânî nasip ve tecellîler vardır. Hazret-i
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in örnek şahsiyet ve kalbî
hayatından tâkatimiz kadar nasib alabilmek, O'nun ahlâkıyla
ahlâklanabilmek, dünya ve âhiretteki şereflerin en yücesidir.
Âlemlerin Rabbi, Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem-
Efendimiz'i zâhiren ve bâtınen en güzel bir fıtratta yaratıp terbiye
etmiştir ki O, bu ilâhî terbiyesini:
"Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi ne güzel kıldı." (Süyûtî, Câmiu's-Sağîr, I, 12) sözleriyle ifâde buyurmuştur.












__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kralmekan.forumdizini.com
 
tavavufun dagusu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: DiNi-
Buraya geçin: