Resulullah efendimizin vefatı M4y64i10
Resulullah efendimizin vefatı M4y64i10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Cocuklar Duymasın ! xD Den Gelen Arklarımızın Üye Olmaları Önemle Rica OlunuR..

 

 Resulullah efendimizin vefatı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
lossevil
Admin
Admin
lossevil


Takımlar : Resulullah efendimizin vefatı 3cfc6cbe9b5f994873e98f5d8805462f
Ruh hali : Resulullah efendimizin vefatı Cesur10
Mesaj Sayısı : 817
Yaş : 29
Nerden : istanbul/beyoglu/kasımpaşa
Points : 50016070
Kayıt tarihi : 14/02/09

Resulullah efendimizin vefatı Empty
MesajKonu: Resulullah efendimizin vefatı   Resulullah efendimizin vefatı Icon_minitimeC.tesi Mart 07, 2009 4:48 pm

Resulullah efendimizin vefatı

Sual: Peygamber efendimizin vefatı nasıl oldu, bir vasiyette bulundu mu?
CEVAP
Resulullah
efendimizin, hicretin onbirinci yılı, Safer ayının yirmi yedinci günü,
mübarek başı ağrımaya başladı. Kendisinden sonra, Ebu Bekri Sıddıkın
halife seçilmesi için, vasiyet yazdıracağını bildirip kalem
getirilmesini emir buyurdu. Hazret-i Abdurrahman emirlerini yapmaya
giderken (Sonra getirirsin, şimdi dursun!) buyurdu ve mescid-i
âlem minbere çıkıp Eshabına nasihat verdi ve helalleşti. Sonra, Ebu
Bekri Sıddıkın üstünlüğünü, kıymetini, kendisinden çok hoşnut olduğunu
bildirdi. Birkaç gün sonra hastalık arttı. Ensar-ı kiram, çok üzüldü.

Hazret-i
Abbas�ın oğlu Fadl ile Hazret-i Ali bu hâli Resulullah efendimize haber
verdi. Merhamet buyurarak, sıkıntıya katlanıp ve bu ikisinin koltuğuna
girip tekrar mescid-i şerife gelip minbere çıktı. Ensara dönüp buyurdu
ki:

(Ey Eshabım! Benim ölümümü düşünüp telaş ediyorsunuz.
Hiçbir peygamber, ümmeti arasında sonsuz kaldı mı ki, ben de sizin
aranızda sonsuz kalayım? Biliniz ki, ben Rabbime kavuşacağım. Size
nasihatim olsun ki, Muhacirin büyüklerine saygı gösterin!)


Sonra, (Ey
Muhacirler! Size de vasiyetim şudur ki, ensara iyilik edin! Onlar size
iyilik etti. Evlerinde barındırdı. Geçinmeleri sıkıntılı olduğu halde,
sizi kendilerinden üstün tuttular. Mallarına sizi ortak ettiler. Her
kim, Ensar üzerine hakim olur ise, onları gözetsin, kusur edenleri
olursa affetsin. Allahü teâlâ, bir kulunu dünyada kalmak ile, Rabbine
kavuşmak arasında serbest bıraktı. O kul, Rabbine kavuşmak istedi)
buyurdu.

Ebu
Bekri Sıddık, bu sözün ne demek olduğunu anlayıp, canımız sana feda
olsun ya Resulallah! diyerek ağladı. Resul-i ekrem ona, sabır ve
katlanmak lazım geldiğini emretti. Mübarek gözlerinden yaş akıyordu. (Ey
Eshabım! Din-i İslam yolunda sıdk ve ihlas ile malını feda eden Ebu
Bekir�den çok razıyım. Ahiret yolunda arkadaş edinmek elde olsaydı, onu
seçerdim)
buyurdu. Yine lütuf ederek söze başlayıp buyurdu ki:

(Ey
muhacirler ve ey Ensar! Vakti belli olan bir şeye kavuşmak için acele
etmenin faydası yoktur. Allahü teâlâ, hiçbir kulu için acele etmez. Bir
kimse Allahü teâlânın kaza ve kaderini değiştirmeye, iradesinden üstün
olmaya kalkışırsa, onu kahr ve perişan eder. Allahü teâlâya hile etmek,
Onu aldatmak isteyenin işleri bozulup, kendi aldanır. Cennete girmek,
bana kavuşmak isteyen, boş yere konuşmasın.

Ey Müslümanlar!
Kâfir olmak, günah işlemek, nimetin değişmesine, rızkın azalmasına
sebep olur. Eğer insanlar, Allahü teâlânın emirlerine itaat ederse,
hükümet başkanları, amirleri, valileri onlara merhamet ve şefkat eder.
Fısk, fücur, taşkınlık yapar, günah işlerlerse, merhametli başkanlara
kavuşamazlar.

Benim hayatım, sizin için hayırlı olduğu gibi,
ölümüm de hayırlıdır ve rahmettir. Eğer birini haksız yere dövmüşsem
veya birine fena bir söz söylemiş isem, bana aynı şeyi yaparak hakkını
alsın, birinizden haksız bir şey almışsam, geri istesin helalleşelim.
Çünkü, dünya cezası, ahiret cezasından pek hafiftir. Buna katlanmak
daha kolaydır.)

Resulullahın ölüm hastalığı
Hastalık
zamanında, ezan okundukça, mescid-i şerife çıkar ve imam olup, cemaat
ile namaz kılardı. Vefatına üç gün kala, hastalığı ağırlaştı. Artık
mescide çıkamadığından (Ebu Bekre söyleyin Eshabıma namaz kıldırsın) buyurdu.
Ebu Bekri Sıddık, Resulullahın hayatında müslümanlara imam olarak, 17
vakit namaz kıldırdı. Cenaze işlerini Hazret-i Ali�nin yapmasını emir
buyurdu. Resulullahın hastalığı ağırlaştı. Pazartesi günü Eshab-ı
kiram, mescid-i şerifte saf saf olup Ebu Bekri Sıddıkın arkasında sabah
namazını kılarlar iken, Fahr-i âlem mescide geldi. Kendi de Hazret-i
Ebu Bekir�e uyup, arkasında namaz kıldı.

O gün öğleden önce,
Cebrail aleyhisselam, Azrail aleyhisselamla birlikte kapıya gelip içeri
girdi. Azrail aleyhisselamın girmek için izin beklediğini söyledi.
Resulullah efendimiz izin verdi. Azrail aleyhisselam içeri girip selam
verdi. Allahü teâlânın emrini bildirdi. Resul-i ekrem, Hazret-i
Cebrail�in yüzüne baktı. O da, (Ya Resulallah! Mele-i ala sizi
bekliyor) dedi. Bunun üzerine (Ya Azrail! Gel, vazifeni yap) buyurdu. O da, mübarek ruhunu alıp, ala-yı illiyyine ulaştırdı.

Resul-i
ekremde mevt alametleri görünce, Ümm-i Eymen hazretleri, oğlu Üsame�ye
haber gönderdi. Üsame ve Ömer Faruk ve Ebu Ubeyde bu acı haberi alınca,
ordudan ayrılıp, Mescid-i Nebeviye geldiler.

Hazret-i Âişe ve
diğer hatunlar, ağlayınca, mescid-i şerifteki Eshab-ı kiram şaşırdı. Ne
olduklarını anlayamadılar. Beyinlerinden vurulmuşa döndüler. Hazret-i
Osman�ın dili tutuldu. Hazret-i Ebu Bekir, o anda evinde idi. Koşarak
geldi. Hemen, hücre-i saadete girdi. Fahr-i âlemin yüzünü açtı, mübarek
yüzü ve her yeri latif, nazif olarak, nur gibi parlıyordu. (Mematın da,
hayatın gibi ne güzel ya Resulallah!) diyerek, öptü. Çok ağladı.
Mescide geldi. Şaşırmış olan Eshab-ı kirama nasihat verip, ortalığı
düzene koydu. Resulullah vefat edince, Eshab-ı kiramın hepsi bu derin
üzüntü ile ne yapacağını şaşırdı. Üzerlerine çöken acıdan, dehşetten,
kiminin dili tutuldu kimisi yerinden kalkamaz, sokağa çıkamaz oldu.

Hazret-i
Ali de, ayrılık ateşinden ne yapacağını şaşırmıştı. Hazret-i Ömer
şaşkınlıktan eline kılıç alıp, (Kim Resulullah öldü derse, boynunu
vururum) diyerek sokak sokak dolaşmıştı. Kötü niyetli olan münafıklar
bu kargaşalıktan istifadeye kalkmıştı.

Bu karışık hâli gören Ebu
Bekri Sıddık mescide gidip, minbere çıkarak, (Ey Resulullahın Eshabı!
Biz Allahü teâlâya kulluk ediyoruz. O hep diridir. Hiç ölmez. Hiçbir
zaman yok olmaz. Zümer suresinin (Ey sevgili Peygamberim! Bir gün gelecek, sen elbette öleceksin. Onlar da elbette ölecektir)
mealindeki otuzuncu âyetini okudu. Allahü teâlânın haber verdiği gibi,
Resulullah efendimiz vefat etmiştir) dedi. Böyle tesirli sözlerle
nasihat etti.

Eshab-ı kiramın şaşkınlıkları gidip, akılları
başlarına geldi. Hatta Hazret-i Ömer, bu âyet-i kerimeyi işitince (Bu
âyet, öyle hatırımdan çıkmıştı ki, yeni nazil oldu sandım) buyurmuştur.

Hazret-i
Ebu Bekir, münafıkların bir fesat çıkarmak üzere olduklarını, bir
münafığı halife seçmek için toplandıklarını sezerek, cenaze işlerini
Hazret-i Ali�ye bırakıp, halife seçmeyi görüşen Eshab-ı kiramın
yanlarına gitti. Görüşme sonunda, oradakilerin hepsi, Hazret-i Ebu
Bekri halife seçti. Resulullahın vefatının ikinci günü, Hazret-i Ali de
mescide gelerek Hazret-i Ebu Bekir�e biat eyledi. Hazret-i Ebu Bekir,
sözbirliği ile halife yapıldı.

Hazret-i Ebu Bekir, halife seçilince, ertesi günü, mescide gelip, minbere çıkıp buyurdu ki:

Ey
müslümanlar! Sizin üzerinize vali ve emir oldum. Halbuki, sizin en
iyiniz değilim. Eğer iyilik yaparsam bana yardım edin. Kötü iş
yaparsam, bana doğru yolu gösterin! Doğruluk emanettir. Yalancılık
hıyanettir. Sizin zayıfınız, bence çok kıymetlidir. Onun hakkını
kurtarırım. Kuvvetine güvenen ise, bence zayıftır. Çünkü, ondan,
başkasının hakkını alırım. Hiçbiriniz cihadı terk etmesin, cihadı terk
edenler zelil olur. Ben Allah�a ve Resulüne asi olur, doğru yoldan
saparsam, sizin de bana itaat etmeniz gerekmez. Kalkın, namaz kılalım!
Allahü teâlâ hepinize iyilik versin! (H.S. Vesikaları)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kralmekan.forumdizini.com
 
Resulullah efendimizin vefatı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Resulullah efendimizin isimleri
» Peygamber efendimizin faziletleri
» Peygamber efendimizin şefaati
» Peygamber efendimizin ırkı
» Resulullah efendimiz ümmi idi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: DiNi-
Buraya geçin: