Boya b>Aktif-Üye!
Takımlar : Ruh hali : Mesaj Sayısı : 68 Yaş : 28 Nerden : Annemin Karnından Points : 202 Kayıt tarihi : 20/04/10
| Konu: Taş maske Salı Nis. 20, 2010 11:09 am | |
| | Dokuz bin senedir gülümsemeye çalışıyor. Sol üst dudağındaki çentik böyle oluştu belki. | Kışla yaz arasında gidip gelen bir bilardo topuydu, tam genleşirken sıcakta, buzdan bir ıstaka açtı bu alaycı oyuğu. Biraz yukarı çıkalım, işte burnu: Karadenizli olmadığı kesin. Koku almamak üzere tasarlanmış. Yüzün alt katını görmek isteyen bir emlakçi tarafından yumruklanmış da olabilir. Gözlerine gelince, iki kuyu desem kovanızı sarkıtmaya kalkarsınız. Fakat ne suyu var bu kuyuların ne Yusuf'u. İki krater desem, aptallık fışkıran bu çukurlardan bir zamanlar lav püskürmüş olabileceğine inandıramam sizi. Dokuz bin sene önce tanınmamak için bu maskeyi yapan adam keşke tanınsaydı. Yüzüne değil arabasına taksaydı tekerlek yerine bu ablak maskeyi. Atını kahkahalar atarak kırbaçlasaydı gülümseyemeyen yüzler dönerken yollarda. Fakat Mezopotamyalıların tekerleği bulmasına daha üç bin beş yüz yıl vardı. Adamın vakti yoktu. Kabilesi, lav püskürtemese de kötü ruhları püskürtmesini bekliyordu. Saate değil güneşe baktı, yüzüyle vedalaşma vakti. Gergin deri titreşti. Mimikler kaçışmaya başladılar maske koşarken yüze. Koştu, koştu ve ipi göğüslerken bütünleşti tenle. Öyle bir sarıldı ki bir daha ayrılmadı ondan. Arkeologlar ne kadar uğraştılarsa da teni taştan ayıramadılar. Dokuz bin senedir hüzünlenmeye çalışıyor. Toprağın çocuğu madem, arayacak hüznü. Fakat ne mümkün! Rahat etmek için ablak bir yüzle seyretmeyi seçti yeryüzünü. Ateş etmese de siperin ardından baktı meydana. Tanısa da tanınmadı. Gazetesine iki göz deliği açıp şahit oldu her şeye. Tanığı oldu cinayetlerin, tecavüzlerin, hırsızlıkların. Yalnız soyguncular maske takmıyor. Onun da maskeye ihtiyacı var. Tanınmak mesuliyet yüklüyor herkese. Kamyonlar yanaşıyor madene bir bir. Cevheri tanımıyor kimse, maskeli. Altını çamur sanıyor herkes. Mesuliyet kayalardan ağır. Yuvarlanıyor sırtlayacakken şehri, bırakmıyor taş üstüne taş. İniltiler geliyor, gür sese ihtiyaç var halbuki. Antik Yunan'ın oyuncuları yankıyı arıyor; iyi de dağ nerede? Ey kuliste yüzleri paylaştıranlar, nerede persona? Ya ruh nerede onun da mı maskesi var! Kimin maskesi yoksa koşsun, burada taş! Burada çehre olmak için bekleyen kayalar. Gümüş yaylarla karartılmadan yüzlere koşun! Konuşmasa da, sizin için ağlayacak Niobe. Yaşasın taş maskeler, can çekişse de her şey. Dokuz bin senedir söylemeye çalışıyor. Bir kez kıpırdasa dudak yıkılacak duvarlar. Mahkumlar şarkılar söyleyerek boşaltacak hapishaneyi. Bir hücre kalacak yalnız orada. Demir maskeli adamın hücresi, Voltaire'i meraktan çıldırtan Bastil günlerinde. Savaşlarda maske takarmış ilk Romalılar, bir esirin maskeyle işi ne! Yemek yerken ve uyurken çıkartmıyor maskeyi yüzünden mahkum. Gayri meşru çocuğu mu Kraliçe'nin? XIV. Louis'in kardeşi mi yoksa! Neden hapishane müdürü getiriyor yemeğini? Neden istediği kitaplar geliyor hücresine? Neden şapkasını çıkartıyor önünde muhafızlar? Kimse öğrenemiyor bunu. Belli ki hapsedenler demir maskenin demir parmaklıklardan daha güvenli olduğunu düşünüyor. Belli ki iz bırakmıyorlar ardında. Oysa Mavi Maske Operası'nın ressamı yüzük veriyor resmini yaptığı maskeli kadına. Ta ki tanıyabilsin kendisini üne kavuşturan meçhul modeli. Bir yıl sonra o yüzükle yanına gelsin. Yaşasın mavi maske, can çekişse de ressam! Dokuz bin senedir görmeye çalışıyor. İki kara delik emiyor dünyayı. Yollar, köprüler, arabalar... Gökdelenler bile kayboluyor o kara gölde. Gökdelenler ki yükselme özlemi eşref-i mahlûkatın, gökdelenler alçalışın anıtları. Kartınızı okutun asansörlere, kapılara, pencerelere. Büyücülere kazanlar verin ve insan ayakları. Gökdelenler yeni taş maskeleri insanın; ne görüyor, ne görünüyor orada. Sinekler yapışıyor camlara vızıldıyor şehir. Kurtçuklar bırakıyor parklara, kımıl kımıl, eller yukarı! Hayır aşağı bırakıyor kendini müntehirler. İki kara delik büyüyor gitgide taş maskede. Gözlerinde parçalanmak başka kulelerinden doğmaya çalışanların. Külleri yok onların çünkü. Çünkü öldü komşuluk. Melek'in sözleri göğe çekildi. Komşunun kendisine mirasçı yapılacağından şüphelenen Peygamber, şüpheleniyor bizden. Mavi Maske Operası'nın ressamı! Gücün yetiyorsa Hint fakirlerinin yeni bir tablosunu yap canları yansın; taş çiviler üstünde ruh yoksulları... Mavi maskeye gerek yok, yeni taş maskeleri gökdelenler insanın. Maviye saldırıyor, göğe çekilen İsa'ya uzanmaya çalışan çiviler. Mavi Maske Operası'nın ressamı! Bir yüzük hediye etmene gerek yok tanımak için meçhul modeli. İnsan artık malum. Taş maskeyle nişanlı. a.ural@zaman.com.tr |
| |
|