Büyük Gölge M4y64i10
Büyük Gölge M4y64i10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Cocuklar Duymasın ! xD Den Gelen Arklarımızın Üye Olmaları Önemle Rica OlunuR..

 

 Büyük Gölge

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Boya
b>Aktif-Üye!
b>Aktif-Üye!
Boya


Takımlar : Büyük Gölge 3cfc6cbe9b5f994873e98f5d8805462f
Ruh hali : Büyük Gölge Uykulu10
Mesaj Sayısı : 68
Yaş : 28
Nerden : Annemin Karnından
Points : 202
Kayıt tarihi : 20/04/10

Büyük Gölge Empty
MesajKonu: Büyük Gölge   Büyük Gölge Icon_minitimeSalı Nis. 20, 2010 11:09 am







Büyük Gölge


Tepelerde ağaçlar vardır yalnız. Bir yolculukta fark
ederiz onları. Çıplak bir yamacın üzerinden küçümseyerek bakarlar yola.
Penceremizde birkaç saniye kaldıktan sonra nöbet yerlerine dönerler.
Dönerler ve belli etmezler kaldığını akıllarının.
Kibirli nöbetçilerdir onlar, gözlerini kırpmayan. Bir sınırı değil,
kendilerini beklerler. Bir kafile dursa uzakta, hışırdarlar tepeden
tırnağa. Birisi gelecek yanlarına diye ürperirler. Sonra
çakaralmazlarını dayarlar omuzlarına. Bir çocuk neşesiyle değil, bir
meczup hüznüyle nişan alırlar. Bu oyunda ölmek yok fakat yalnız kalmak
var. Bir kez güneşini itsin ağaç dallarıyla bulutların ardına, bir kez
yapraklarının yeşilliğini, meyvelerinin kırmızılığını kendinden bilsin;
bir kez coşkunluğuna versin köklerinin yarmasını toprağı, bir kez
kabuklarının kavlamasına bakıp deri değiştirdiğini sansın; işte o zaman
kaybeder kırlarda gölgesini. Sağına soluna bakar telaşla. Anahtarını
bulamayan bir adam gibi bütün ceplerini boşaltır. Bir kuytudan diğerine
atar ağını. Gölgesine seslenir ellerini ağzının iki yanına dayayıp.
Heyhat, denizler kovmuştur balıklarını. Güneşi olmayanın gölgesi de
yoktur.
Güneşi olanlar, yakalarına taksınlar bilelim. Büyük Gölge'ye
doğru yürüyenler tanısınlar birbirlerini. Yanıp sönsün bir araya
gelmeyen yakaları. Yıldız tozuna bulanmış adalar gibi gece. Bir araya
gelinecek güne kadar, bilelim. O gün ki bütün gölgeleri emmiştir toprak.
Lavdan bir bebek akmıştır dimağlara. Ağladıkça dalgaları yükselmiştir,
köpükleri kirpiklerimize asılı. Dikkat saatiniz konuşuyor! Sıranız geçti
çünkü. Gözleriniz boşuna aramasın ağaçları. Ağaç nerede, küllerin
vakti. Bir an uğraması için pencerenize, razı olurdunuz ebedi azaba.
Dudaklarınız aramasın kaynaklarını. Su nerede, burada kıvılcımlı
maşrapalar. Büyük Gölge mi? Kalmadı mı ondan başka sığınılacak yer? Sizi
kabul eder mi sorun elçiye. Yedi sınıf insan içinde misiniz? Ki yalnız
onlara bağışlanmıştır o Büyük Gölge. Yalnız onlardan vazgeçmiştir harı
ateşin. Hep altından olmaz, yedi madalya gölgeden. Nefesin altın olduğu
günde takılmıştır boyuna. Siz altısını araştırın, ben birini söyleyeyim.
İki kişi, Allah için birbirini seven. Allah için Bir araya gelen ve
ayrılan. Onların boynunda parlamaktadır gölge.
Cennet sözlüğünden bir kelime; dost. "Dûst"muş köprüden geçmeden
önce. Dost olmuş geldikten sonra Acem'den. Riyasız sevgi ve güven, harcı
olmuş tuğlaların. Kutuplardan sahralara kadar herkes bu tılsımlı harcın
peşinde. Hem yalnız harç değil, bütün çağlarda aranan taç ve çalınan.
Talepler reddedilse bile parlayan başta. İstediklerini vermediğinde
kızan ve küsen gerçek dost değil Ahmet b. Hanbel'e göre. Bir ticaret
değil dostluk. O halde kulak ver İbnü'l Arabî'ye: "Kendin nasılsan ona
göre değil, o nasılsa ona göre davran." Ve olduğu gibi kabullen artık
dostunu. Cennet sözlüğünden bir kelime; dost. Fakat ne derin cehennem,
kendini korumak zorunda kalırsan ondan. Bir top yılan olur yastığın
geceleri. Ağaçlar tepelere tırmanır gölge vermemek için.
Genceli Nizamî'den işittim, perde olamayan dostlar perde
yırtarlar. Bırak yırtmayı dostunun perdesini, onu bağışlatmak için
kralların ayağına kapan. Bak Aristippus kadim Yunan'dan, kralın huzuruna
çıkıyor, affettirmek için dostunu. Kral bu, sanki hiçbir şey istenmemiş
ondan, çeviriyor başını. Aristippus ne yapsın? Dönüp gitsin mi görevini
yapmanın huzuruyla? Hayır. Dostunu kurtaramayışın huzursuzluğuyla
ayaklarına kapanıyor kralın ve yalvarıyor. Bağışlıyor kral böylece aziz
dostunun canını. Saraydan çıkışta ayıplıyor insanlar filozofu. Koskoca
bilge ayaklarına mı kapandı kralın! "Kabahat bende değil," diyor
Aristippus, "Kralda. Çünkü onun kulakları ayaklarında, başında değil."
Peki bizim kulaklarımız nerede dostlarımız çağırırken. Ayaklarımıza mı
çağırıyoruz onları yoksa. Bir türkü çağırmanın zamanı şimdi
Karacaoğlan'dan: "Eyi günde yâran, ahbap çok olur, Dar günümde dost
bulunmaz nedendir?"
Tepelerde ağaçlar vardır yalnız. Bir yolculukta fark ederiz
onları. Hele kelepçelemişse dallarını kış. Kar hapsine çarpılmışlarsa
ebedi. Penceremize düştüğünde suretleri o vakit, kaskatı kesilip
donarlar. Ebeleyip ruhumuzu kaçmak isteseler de yeniden tepelere. O
donmuş suret hep penceremizde kalır. Ta ki güneş itildiği bulutların
arkasından çıkıp düşürene kadar resmi. Ta ki ağaçlar sırtlarını
yaslayana kadar güneşe. Ta ki gölgeler birleşip Büyük Gölge'ye çağırana
kadar bizi. Ta ki madalya takmak için dostlarımızdan boyunlarını
eğmelerini istemediğimizde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Büyük Gölge
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Case Sensivity(Büyük Küçük Harf DuyaRLıLığı)
» golge haramıleri.
» golge haramıleri.
» Sagopa-Gölge Haramileri
» gölge haramileri beyaz show

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Köşe YazılarI-
Buraya geçin: