Atatürk'ün İngiliz Amirale Cevabı M4y64i10
Atatürk'ün İngiliz Amirale Cevabı M4y64i10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Cocuklar Duymasın ! xD Den Gelen Arklarımızın Üye Olmaları Önemle Rica OlunuR..

 

 ******'ün İngiliz Amirale Cevabı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
İİİroşşşşŞ
b>Aktif-Üye!
b>Aktif-Üye!
İİİroşşşşŞ


Takımlar : Atatürk'ün İngiliz Amirale Cevabı 5ae02d2e4544801f0825b8425cf11013
Ruh hali : Atatürk'ün İngiliz Amirale Cevabı Asik10
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 32
Nerden : BeykoZ
Points : 1965
Kayıt tarihi : 10/04/10

Atatürk'ün İngiliz Amirale Cevabı Empty
MesajKonu: ******'ün İngiliz Amirale Cevabı   Atatürk'ün İngiliz Amirale Cevabı Icon_minitimeCuma Nis. 23, 2010 1:01 pm

******'ün İngiliz Amirale Cevabı


******'ün başyaveri Salih Bozok anlatıyor.

Kollarında ve omuzlarındaki işaretlerden amiral rütbesinde olduğu
anlaşılan
İngiliz Donanması Komutanı, Hükümet Konağı'nın kapısından girerek
Mustafa
Kemal Paşa'nın odasına doğruldu.Nazik , fakat öfkeli bir hali vardı.
Ruşen
Eşref önüne çıkıp ne istediğini sorunca:

-Başkomutan Mustafa Kemal Pasa ile görüşmek istiyorum!.. dedi.

.Birlikte odaya girdiler kapı kapandı. Amiral önce:

-Çok güç koşullar altında bir savaş kazandınız, sizi asker olarak
içtenlikle
kutlarım. Çanakkale'deki basarinizi rastlantıya borçlu olmadığınız,
kanıtlanmış oldu.Büyük bir askerle tanıştığım için memnunum. Amiral bir
süre
sonra konuya girmiş:

-Ülkenin kontrolünüz altında bulunan bölümünde bizim tebamız ve sizin
azınlıklarınızdan Ermeniler, Rumlar var.Yeni askeri yönetim altında bu
insanların statüsü nedir? güvende midirler?..

-Hiç kuskunuz olmasın Amiral!..Türkiye'deki bütün insanlar gibi tebanız
ve
sözünü ettiğiniz azınlıklar da TBMM Hükümeti'nin eşit koruması
altındadır.
Suç islemeyenler, kendilerini bu memlekette benim kadar güvende
sayabilirler.

-Suç isleyenler?

-Suç isleyenler Sayın Amiral, dünyanın her yerinde olduğu gibi,
ülkemizde de
adaletin huzuruna çıkarlar...Suçlu iseler, cezalarını elbette
çekeceklerdir...

-Fakat Paşa Hazretleri,fevkalade günler geçirdik. Yunan ordusundan
cesaret
alan Rumların bazıları, şımarıklıklar yapmış olabilir. Bugün bu insanlar

yerli halkın düşmanlığı ile yüzyüzedirler. Ermeniler için de başka
açıdan
aynı şeyleri söyleyebilirim. Biliyorsunuz, arkadaşlarının büyük bir
bölümüKaynakwh: Atatürk'ün İngiliz Amirale Cevabı Smiley
göçe zorlandı ve önemlice bir bolumu de hayatlarını kaybettiler. Bu ruh
tedirginliği içinde Yunan ordusu ile işbirliği yapmış, bazı Türklere zor

günler geçirtmiş olabilirler. Bunlar, fevkalade günlerin olaylarıdır.
Bağışlanması, hoş görülmesi gerekir. Eğer bu kimseler, halkın husumetine

bırakılacak olursa, bütün dünya aleyhinize kıyameti koparır!

Son cümleye kadar Amiral'i gülümseyerek dinleyen Mustafa Kemal Pasa,
'dünyanın koparacağı gürültü ile' kendini tehdide girişince, sözünü
bıçak
gibi kesmiş:

-Şu "Efendi Devlet" rolünü bir kenara koyunuz Amiral! Milletleri de
tehdit
etmekten vazgeçiniz! İngiltere ve müttefiklerinin kıyameti koparıp
koparmayacağını düşünmem! Bunlar memleketimin iç işleridir; kimsenin bu
islere karışmasına müsaade etmem! Majestelerinin devleti memleketimizin
azınlıkları ile uğraşmaktan vazgeçsinler! ..Kim bize saygı beslemezse,
bizden saygı beklemeye hakki olmaz!..

Amiralin benzi kül gibi olmuş:

-İngiltere Hükümeti'nin tebasını her yerde koruma hakki, devletler
hukuku
teminatı altındadır. Avrupa devletleriyle birlikte arkaladığımız Rum ve
Ermenilerin güven içinde bulundurulmasını sadece rica ettik. Yoksa biz
bu
güvenliği sağlayacak güçteyiz...

İşte o zaman Mustafa Kemal Paşa'nın tepesi iyice atmış:

-Arkaladığınız Yunan ordusunun denizde yüzen leşlerini herhalde görmüş
olmalısınız! Türk ordusu asayişi sağlayacak güçte olduğu gibi, limanı (o

donemde İngiliz donanması İzmir limanında bulunmaktaydı) boşaltacak
güçtedir
de... İsterseniz, Türk'e ihanet eden tebanızın ve azınlıklarınızın
adaletten
kaçan sefillerini geminize doldurabilirsiniz!.. Donanmanızın da en kısa
zamanda limanı terk etmesini istiyorum!

Mustafa Kemal Paşa'nın cümleleri, art arda Osmanlı tokatları gibi
Amiralin
yüzünde şakladıkça, Amiral ne yapacağını şaşırmış ve en sonunda:


-İngiltere'ye savaş mı açıyorsunuz? demiş.

İşte Paşa burada son sözünü söylemiş:

- savaş açmak mı? Siz yoksa Sevr Antlaşması'nın hala yürürlükte olduğunu
mu
sanıyorsunuz? Biz onu çoktan yırttık... Karşımda oturuşunuzu, sizi konuk

saymama borçlusunuz! Fakat görüyorum ki, nezaketimizi kötüye kullanmak
eğiliminiz var... Buna müsaade edemem. Bizim gözümüzde "barış antlaşması

yapmamış" iki devletiz. savaş hukuku yürürlüktedir. Gemilerinizi derhal
karasularımızdan çekmenizi size ihtar ediyorum!

Bir balmumu heykeline dönmüş Amiral..... gerine gerine girdiği Mustafa
Kemal
Paşa'nın odasında oturduğu sandalyede küçüldükçe küçülmüş ve sonunda
kekeleyerek:



-Afedersiniz!.. demiş ve yerlere kadar eğilerek geri geri kapiya gidip
dışarı çıkmış.

.Ruşen Eşref hem düşünceli hem de gülüyordu:

-Pasa, Amirali anasından doğduğuna pişman etti. "Kendisinin Türk
topraklarında bir savaşçı olarak
bulunduğunu "Paşa'dan öğrendiği zaman sapsarı kesildi...
Tutuklanacağını, Kaynakwh:
Atatürk'ün İngiliz Amirale Cevabı Smiley
tutsak edileceğini sandı. İnce dudaklarını ısırıyor, parmaklarını
birbirine
kenetlemiş titriyordu. Karşısında Babıali Paşası bulacağını sanıyordu
herhalde...

"İngiltere devletini kendi devletine eşit gören "bir Paşa ile
karsılaştığı
için, ihtiyatsızlık edip karaya çıktığına kim bilir nasıl lanet
etmiştir...

Aradan bir saat geçti gecmedi... İngiliz gemisinden bir müfreze ve bir
teğmen çıktı. Amiralden - devleti adına- bir ültimatom getiriyordu,
Başkomutan'a kendi eliyle verecekti. Paşa'ya bildirdim; "Gelsin" dedi.
Teğmeni içeri aldım. Ruşen Eşref tercümanlık yapıyordu.İngiliz çakı gibi
bir
Teğmendi. Paşa'nın karşısında gösterişli bir selam verdi ve Ruşen Eşref
aracılığıyla ültimatomu Paşa'ya ulaştırdı.

Paşa: -Peki Teğmen! Hükümetimiz ültimatomunuzu inceler ve hükümetinize
gereken karşılığı
verir.Siz geminize dönebilirsiniz...

Teğmen önce dışarı çıkacakmış gibi bir hareket yaptı, sonra da Ruşen
Eşref'e
donup:

-Başkomutan ellerini öpmeme müsaade buyururlar mi?

Ruşen Eşref, teğmenin dileğini Paşa'ya söyledi, Pasa:

-Nereden icap etmiş sor bakalım!.. dedi.

Teğmen:

-Asker olarak zaferlerine, insan olarak kendisine hayranım...
Lütfetsinler...

Teğmen Paşa'nın elini öptü, Paşa da Teğmenin yanağını okşadı. Odayı
boşalttık. Az sonra Ruşen Eşref'i çağırdı:

-Metni okudunuz mu? Ne istiyorlar?..

-Paşam Amiral ile görüştüklerinizin yazı ile de pekiştirilmesi
isteniyor.

-Öyleyse Halide Hanım'ı (Edip Adıvar) bulunuz, hemen tercümesini yapsın
ve
metin olarak bana getirsin... Öte yandan bir kopyasını şifre ile
Dışişleri
Bakanlığına gönderin gerekeni yapsınlar... Durumu, ordu komutanı
Nurettin
Paşa'ya da bildiriniz. Gerekiyorsa benimle temas etsin........

Olay kısa bir süre içinde şehirde duyulmuştu...

İngiliz ve Fransızlar, kendi devletlerinin uyruğunda olanları gemilere
bindirmeye başlamışlardı. Nitekim birkaç saat sonra da sessizce çekilip
gittiler...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
******'ün İngiliz Amirale Cevabı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İZMİR SUİKASTI Kaynakwh: ******ün Anıları
» İngiliz ordusunun ölüm makinaları (Resimli)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: ******-
Buraya geçin: