Yılanlar, genellikle üç metre öteyi görebilirler. Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyasal kokuları alır. İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu haline dönüştürülür. Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle takip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. Çoğu yılanın sadece sağ akciğeri gelişmiş, diğeri adeta kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır.
Üreme [değiştir]
Yılanlar yumurtlayarak ürerler. Yumurtalardan ergine benzer yavrular çıkar. Yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz annelerini ararlaraçıldığından doğum gibi görülür.
Sınıflandırma [değiştir]
* Üst familya: Booidea
o skorski
o Boidae
o Bolyeriidae
o Cylindrophiidae
o Loxocemidae
o Pythonidae
o Tropidophiidae
o Uropeltidae
o Xenopeltidae
* Üst familya: Typhlopoidea
o Anomalepididae
o Leptotyphlopidae
o Typhlopidae
* Üst familya: Colubroidea
o Acrochordidae
o Atractaspididae
o Colubridae
o Elapidae
o Hydrophiidae
o Viperidae
anlatılanlaragöre yılan ayağıvar veayağını gören kişinin sülalesine dokunmazlarmış