Bursa
Bursa Tarihçe
Araştırmalar sonucunda Bursa ve civarında M.Ö. 4000'li yıllardan
itibaren çeşitli yerleşimlerin olduğu saptanmıştır. Fakat yöreye ait
kesin bilgiler M.Ö. 700'lere dayanmaktadır. Homeros bölgeden Mysia
olarak söz etmektedir. Günümüzde Bursa yöresinde Mysia yerleşmelerini
anımsatan iki köy bulunmaktadır: Misi(Gümüştepe) ve Misebolu.
Tarihi coğrafyada bölgeye Phrygia da denilmektedir. M.Ö. 700'lerde
Skyth'lerden kaçan Kimmer'lerin Phrygia devletini yıktıkları
bilinmektedir. Bursa adı, bu şehri kuran Bithynia Kralı Prusias'dan
gelmektedir. M.Ö. 7.yy'da bu bölgeye göç eden Bityn'ler buraya Bithynia
adını verirler.
M.Ö. 185'te Kartaca'nın yetiştirdiği büyük generallerden Hannibal'in
Kral I. Prusias'a Prusias ve Olympus kentinin kurulmasını örgütlediği
bilinmektedir. Prusias adı zamanla Prusa, sonra da Bursa'ya
dönüşmüştür. M.Ö. 74'te Roma İmparatorluğunun egemenliğine geçen
Bithynia Roma'dan gönderilen Proconsul(Eyalet Valisi)'lerce yönetilen
bir Asya Eyaleti haline gelmiştir. V Bursa M.S. 385-1326 yılları
arasında ise Bizans dönemini yaşamıştır. M.S. 555'lerde bölgede ipek
üretimine başlanmış ve doğal sıcak sulu kaplıcaların üretilmesi ile
küçük bir kaplıca kenti kurulmuştur.
Prusa (Bursa) 1204-1261 yılları arasında Nikaia(İznik)'a bağlı, genelde
kale içinde kalmış, fazla büyüyememiştir. Selçuk İmparatorluğu'nun
zayıflayıp dağılmaya başlamasıyla kurulan Anadolu Beylikleri içinde
zamanla gelişen Osmanlı Beyliği çevredeki Tekfur'ların arazilerini de
alarak güçlenmiştir. Bursa 1307 yılında Osman Bey tarafından
kuşatılmış, uzun süren kuşatmadan sonra 6 Nisan 13262da Osman Bey'in
oğlu Orhan Bey kenti zaptetmiştir.
1335 yılında başkent Bursa'ya taşınmış ve kentte büyük imar hareketleri yaşanmıştır.
Osmanlılar Bursa'yı aldıklarında kent sadece hisar içinden ibaretken
Orhan Gazi şehri hisarın dışına çıkararak Orhan Gazi Külliyesini
kurdurtmuştur. Surlar dışında mevcut yerleşmeye yakın, hakim noktalarda
cami ,hamam, imarethane, darüşşifa, medrese gibi kamu yapıları inşa
edilerek bu külliyelerin çevrelerinde konut alanları yaratılmış ve
böylece bir yerleşme geleneği başlamıştır. I. Murad Hüdavendigar
zamanında (1363) başkent Edirne'ye taşınmıştır. II.Fatih Mehmed'in
İstanbul'u fethetmesinden sonra ise Bursa'nın faal rolü son bulmuş ve
yönetim merkezi niteliğini kaybetmiştir.
Tanzimat sonrası dönemde Hüdavendigar Vilayeti merkezliği yapan
Bursa'ya 1900'lü yılların başında Bilecik, Kütahya, Karesi (Balıkesir),
Karahisar (Afyon) sancakları bağlı bulunmaktaydı. Milli mücadele
dönemlerinde çeşitli ayaklanmaların yaşandığı Bursa, 8 Temmuz 1920'de
Yunalılarca işgal edilmiş; 30 Ağustos savaşından sonra Türk
birliklerince geri alınmıştır.
Bursa'da Roma ve Bizans Dönemlerinden günümüze ulaşabilmiş yapı yoktur.
Eski kenti çevreleyen surların ilk olarak Bithynialılarca yapıldığı,
Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde ise onarılarak kullanıldığı
düşünülmektedir. Bursa, Osmanlı İmparatorluğunun ilk 200 yıllık
döneminde diğer kentlere göre büyük gelişmeler göstermiş, bir çok
mimari yapı ile süslenmiş, devrinin tanınmış medreseleri ile bilim
aleminin merkezi olmuş, canlı bir ticaret şehridir. I.Murad zamanından
başlayan Hüdavendigar Külliyesi, I. Beyazıd'ın yaptırdığı Yıldırım
Külliyesi, I.Mehmed (Çelebi) döneminde başlayıp II. Murad zamanında
tamamlanan Yeşil Külliyesi Bursa'nın mekansal gelişimini etkileyen ve
bugünde ayakta duran büyük komplekslerdir. Cumhuriyet dönemiyle
birlikte planlama çalışmalarına başlanan şehirde, 1960'lı yıllardan
itibaren sanayinin önemi artmış, kentin nüfus ve kentsel gelişimi hızlı
bir değişime uğramıştır. Coğrafi konumu, tarımsal, ticari ve sanayi
potansiyelinin yüksek oluşu kentin çekiciliğini her dönem korumasını
sağlamaktadır.