Türkiye İlcesi Edirne M4y64i10
Türkiye İlcesi Edirne M4y64i10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Cocuklar Duymasın ! xD Den Gelen Arklarımızın Üye Olmaları Önemle Rica OlunuR..

 

 Türkiye İlcesi Edirne

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
MrS By KoЯn
Power Üye
Power Üye
MrS By KoЯn


Mesaj Sayısı : 83
Points : 2070
Kayıt tarihi : 16/04/09

Türkiye İlcesi Edirne Empty
MesajKonu: Türkiye İlcesi Edirne   Türkiye İlcesi Edirne Icon_minitimePerş. Nis. 16, 2009 12:45 pm

Edirne

Edirne Tarihçe Edirne şehri, Balkan Yarımadası'nın güneydoğu uzantısını
teşkil eden Trakya kesiminde, Tunca ile Arda nehirlerinin Meriç' e
ulaştığı yer yakınında, Tunca' nın Meriç' e kavuşmasından önce meydana
gelen kavis içinde bulunmaktadır. Edirne'nin bulunduğu yerde, Trak
kabilelerinin açık bir şehir veya pazar yeri kurduğu, sonradan buranın
Makedonlar ve Romalılar tarafından genişletildiği düşünülmektedir. II.
Yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus (117-138) tarafından yeniden
kurulunca, onun adına izafeten şehre Hadrianopolis adı verilmiştir.
İslâm kaynaklarında ise Hadrianopolis, "Edrenos" ve Edrenabolu" olarak
kaydedilmiştir. I. Murat zamanında "Edrene" şekli benimsenmiş ve uzun
süre bu tarzda anıldıktan sonra muhtemelen XVIII. Yüzyıldan itibaren
"Edirne" olarak telaffuz edilmeye başlanmıştır.
Bizans döneminde Edirne zaman zaman Balkanlar' dan gelen kavimlerin
tehdidine maruz kalmıştır. 586'da Avarlar tarafından kuşatılmıştır.
618'den sonra Bulgarlar, Edirne dahil olmak üzere, Trakya'nın bir
bölümünü istilâ etmişlerdir. Takip eden yıllarda şehir, Bizanslılarla
Bulgarlar arasında birkaç kez el değiştirmiştir. Edirne, Bizans-Peçenek
savaşlarına da sahne olmuştur. 1018, 1049 ve 1078'de Peçenekler
saldırılarda bulunmuştur. 1078'de şehir, Peçenekler' e yüklü altın ,
gümüş ve kıymetli hediyeler vermekle kurtulmuştur. Bundan sonra Edirne
için en büyük tehlike Haçlı seferleri olmuştur. Bu seferler sırasında
Edirne birçok yağma ve saldırılara uğrayıp tahrip edilmiştir. Bizans'
daki iç mücadeleler ve Balkanlar' daki karışıklıklardan istifade etmek
isteyen, Orhan Bey ve Süleyman Paşa Edirne ile yakından ilgilenmeye
başlamışlardır. Özellikle I. Murat'ın tahta çıkmasıyla birlikte
Rumeli'nin fethi yolundaki çalışmalara büyük önem ve hız verilmiştir.
Evrenoz ve Hacı İlbeyi kumandasındaki Türk birlikleri Malkara, İpsala,
Dedeağaç ve Dimetoka'yı fethetmişlerdir. Çorlu ve Keşan'ın da Evrenos
Bey ve Hacı İlbeyi tarafından alınmasından sonra, Lala Şahin Paşa,
Edirne'nin fethiyle görevlendirilmiştir. Sazlıdere' de Rum-Bulgar
kuvvetleri, Osmanlı ordusu tarafından bozguna uğratılmıştır. Edirne'yi,
Lala Şahin Paşa 1361 yılında teslim almıştır.
Edirne'nin fethi, Avrupa ve Türk tarihi için bir dönüm noktası teşkil
etmiş ve Osmanlı Devleti'ne, İstanbul'a yapılacak bir hareket için
büyük bir stratejik üstünlük sağlamıştır. Edirne, Türkler' in Rumeli
fetihlerinde birinci derecede rol alarak merkezî bir hareket üssü
haline gelmiştir. Türkler' in, Batı' ya yönelik bütün seferlerinde
ordular burada konaklamıştır. Sultanlar, çoğu kez Otağ-ı Hümâyûn'u
burda kurmuş, Vezirler' e hil'atler giydirmişlerdir. Fethedildiğinde
bakımsız bir halde bulunan şehir, Türkler tarafından hazırlanan planlar
çerçevesinde imar edilmiştir. Bu politika neticesinde Edirne, kısa
zamanda büyük bir gelişme göstermiş, camiler, saraylar, hanlar,
hamamlar, medreseler, konaklar, köprüler,
yollar vs. eserlerle süslenmiş ve dünya tarihinde adları anılan meşhur
şehirler arasında yer almıştır. II. Murad zamanında şehrin hızlı
gelişmesi devam etmiştir. İmar yönünden ilerleyen Edirne ve çevresinin
önemi artmıştır. Yeni binalar, köprüler, hanlar, hamamlar inşa edilmiştir.
II. Murad Segedin Barışı'ndan sonra, 1443'te Edirne'den Manisa'ya
çekilerek tahtı oğlu Mehmet (Fatih)'e bırakmıştır. II. Mehmed,
İstanbul'un alınmasıyla ilgili planlarını, İstanbul surlarını tahrip
eden meşhur toplarının dökümünü ve diğer hazırlıklarını 1452-1453
kışında Edirne'de yapmıştır. İstanbul'un fethinden sonra Edirne'nin
önemi uzun süre devam etmiştir.
XVI. yüzyılda Edirne hızlı bir gelişme kaydetmiş ve muhteşem abideler
vücuda getirilmiştir. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında şehir yeniden
büyük önem kazanmıştır. Bunda Osmanlı padişahlarının burada oturmaları
etkili olmuştur. Edirne adeta ikinci bir başkent olma özelliğine
kavuşmuştur. I. Ahmed, II. Osman ve IV. Murad' ın av eğlenceleri
düzenleyerek Edirne'de kalmaları da şehre duyulan ilgiyi arttırmıştır.
IV. Mehmed ise, Edirne'yi ikinci bir devlet ve yönetim merkezi haline
getirmiştir. Saray-ı Cedid (Yeni Saray ) ve bazı köşkler bu dönemde
yapılmıştır. XVIII: yüzyılın sonlarına doğru başlayan Avusturya
seferleri ve bunun sonucunda uğranılan bozgunlar, Edirne'yi olumsuz
etkilemiştir. XVIII. yüzyıl Edirne'nin gerileme devridir. 1745 yılında
meydana gelen büyük yangında 60 kadar mahalle harabeye dönmüş, 1751
depreminde de pek çok bina yıkılmıştır. Şehir bu olayların açtığı derin
yarayı uzun süre kapatamamıştır. 1766-1768 seferlerinde Edirne yine
hareket üssü olmuş, fakat savaşlar yenilgi ile sonuçlanmıştır.
Edirne, Türk hakimiyetine girdikten sonra, ilk defa 1828-1829
Osmanlı-Rus Savaşı'nda, işgale uğramıştır. Bu savaş, Osmanlı Devleti'ni
ve Edirne'yi çok sarsmıştır. Edirne'nin düşman birlikleri tarafından
işgal edilmesi, yapılan katliam, zulüm ve savaşın yol açtığı diğer
acılar Türkler' in şehir ve çevresinden göç etmesine neden olmuştur.
İşgal sonucunda, meydana gelen göçlerden dolayı, Edirne'nin nüfusu 50
bin kadar azalarak 100 bin civarına düşmüştür.
Edirne, Doksanüç Harbi adıyla bilinen savaş sırasında, 20 Ocak 1978-13
Mart 1879 tarihleri arasında, Rus işgali altında kalarak ikinci büyük
felâketini yaşamıştır. Öyle ki Ruslar ve diğer işgalciler tarafından
şehrin bir çok semti baştan başa tahrip edilmiş, yapılan zulüm
karşısında halkın bir kısmı evlerini terk etmek zorunda kalmış, işgal
ve hastalıklardan dolayı on binlerce Türk helak olmuştur.
Edirne'yle çevresi, Doksanüç Harbi'nden sonra, otuz yılından fazla bir
süreyi barış ve sükûn içinde geçirmiştir. Fakat I. Balkan Savaş' ında,
işgale uğramış ve özellikle Bulgarlar' ın zulmünden dolayı büyük bir
felâket yaşamıştır. Ekim 1912'den itibaren saldırıya geçen Balkan
Devletlerinin kuvvetlerine karşı Şükrü Paşa insanüstü bir mücadele
göstererek şehri savunmuştur. Altı aylık bir direnişten sonra açlık ve
cephanesizlikten şehir teslim olmak mecburiyetinde kalmıştır. Edirne,
II. Balkan Savaşı sırasında, 22 Temmuz 1913 tarihinde kurtarılmıştır.
Osmanlı Devleti'nin, Balkan devletleri ile imzaladığı antlaşmalar ve
bunların kendi arlarında yaptıkları Bükreş Antlaşması ile fiilî durum
hukukî hâle getirilmiştir.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra da Edirne ve Doğu Trakya üzerindeki Yunan
emelleri devam etmiştir. Millî Mücadele yıllarında Edirne, İstanbul'a
ulaşmak isteyen Yunanlılar' ın ilk hedefleri arasında yer almıştır.
Ülkenin her yerinde olduğu gibi burada da işgal ve tehditlere karşı
teşkilâtlanmalar başlamış ve buna bağlı olarak "Trakya Paşaeli
Cemiyeti" kurulmuştur. Haziran 1920'de toplu olarak Trakya
saldırılarına başlayan ve 15 Temmuz 1920'de Meriç üzerinden Edirne'ye
yürüyen Yunan kuvvetlerine karşı Türkler, çetin bir mücadele vererek
başarı sağlamışlardır. Fakat Çanakkale Boğazı'ndan geçerek Tekirdağ
üzerinden Trakya'ya saldıran Yunan kuvvetleri durdurulamamıştır. 15
Temmuz 1920'de başlayan mücadele 25 temmuz 1920'ye kadar devam
etmiştir. Yunan kuvvetleri 25 Temmuz 1920'de Edirne'ye girmiştir. Ancak
Yunanistan, Anadolu'da uğradığı büyük yenilgiler, özellikle Büyük
Taarruz sonucunda, 11 Ekim 1922 tarihinde Mudanya Mütarekesi' ni
imzalamıştır. Buna bağlı olarak Yunanlılar, Karaağaç da dahil Meriç' in
batısına kadar bütün Doğu Trakya'dan çekilmek mecburiyetinde
kalmışlardır. 14 Ekim 1922 tarihinden itibaren uygulamaya başlanan
mütareke hükümlerine göre, Yunan kuvvetleri tarafından boşaltılan
Edirne'ye 25 Kasım 1922'de Türk ordusu girmiştir. 24 Kasım 1923
tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması gereğince, Yunanistan'dan savaş
tazminatı olarak alınan Karaağaç' tan da 15 Eylül 1923'te Yunan
kuvvetleri çekilmişlerdir. Böylece Trakya'daki bugünkü sınırlarımıza
ulaşılmış ve Edirne Türkiye Cumhuriyeti'nin Batıya açılan kapısı hâline
gelmiştir.

































Türkiye İlcesi Edirne Quote
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Snqlaydmr
Bayan Moderatör
Bayan Moderatör
Snqlaydmr


3.Uyarı
Takımlar : Türkiye İlcesi Edirne D1e2ee3fede4072d5e25570324a07802
Ruh hali : Türkiye İlcesi Edirne Geveze10
Mesaj Sayısı : 295
Yaş : 30
Nerden : Kasımpaşa
Points : 7825
Kayıt tarihi : 25/03/10

Türkiye İlcesi Edirne Empty
MesajKonu: Geri: Türkiye İlcesi Edirne   Türkiye İlcesi Edirne Icon_minitimePerş. Mart 25, 2010 4:46 pm

HariKulaDe.... Paylasım İcin SagoL..... &)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Türkiye İlcesi Edirne
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Türkiye İlcesi Düzce
» Türkiye İlcesi Konya
» Türkiye İlcesi Zonguldak
» Türkiye İlcesi Kütahya
» Türkiye İlcesi Erzincan

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: iL iL TürkiYe-
Buraya geçin: